” Ozgurluk icinde yasamaya cesaret edemedigimiz icin, bu isi tapindigimiz kahramanlara havale ediyoruz. Kahramanlar icimizdeki totalitarizmin karakteristik ornekleridir.”
” Kendimizi oldugumuz gibi kabul edinceye dek bizi tutsak edecek kahramanlar. Supermenler ve Tanrilar yaratmaya devam edecegiz. Ozgur toplumda kahramanlara yer yoktur. Ozgur insanin kahramanlari olmaz.”
” Kendimize inanmadikca, bireyselligimizi vurgulamaya gucumuz yetmedikce, grubun ardi sira surukleniriz.”
Yukardaki satirlar Gunduz Vassaf‘in daha once de bahsettigim Cehenneme Ovgu adli kitabindan. Kitap o kadar etkileyici ki, hemen bitmemesi icin yavas yavas okuyorum.
Kahramanlik gercektende bize anlatildigi gibi bir sey mi? Yoksa yukarida bahsedildigi gibi bize dayatilmis bir fikir mi? Hadi biraz daha yakindan bakalim…
Kahraman kelimesinin TDK sozlugundeki karsiligi; ” Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren kimse” ve ” Bir olayda önemli yeri olan kimse” olarak geciyor. Daha da eskiye bakacak olursak belki de mitolojiyi bir miktar kurcalamak gerekir. Eski Yunan’da “Gecmiste soylenenlerin tekrar edilmesi” anlamina gelirken, Bati’da “Efsane” anlamini almistir. Turkce karsiligi ise “Soylenbilim” veya “Soylencebilim” idir. Bir olayin baslangicindan baslayan ve sonucuna kadar olaylari anlatan mitolojide, sayisiz kahraman ve Tanri’dan bahsedilir.
Fakat gunumuzde kahraman kelimesini duyunca artik aklimiza super kahramanlardan baska bir sey gelemiyor ne yazik ki. Aslinda kahraman yani “hero” kelimesinin baska konularda da etkisi vardir.
Eroin ilk kez 1874 yilinda C.R. Alder Wright tarafindan sentezlendi. Fakat son hali 23 yil sonra Felix Hoffmann tarafindan verildi. Adi icin Heroisch kelimesinden etkilenildiği düşünülmektedir. Bu kelime almanca görkemli anlamına gelmekte olup, eroinin denenmesi sürecinde denek olarak kullanılan insanlarin kendilerini görkemli,cesur hissettiklerini belirtmeleri ile Eroin adi verildigi soylenmektedir. Bayer ilac firmasi yillarca Morfin bagimliligi tedavisi icin ilac olarak satmistir. 1924 yilinda ise satisi ve kullanimi yasaklanmistir. Neyse konumuz kahramanlar…
Yaratilan ilk super kahraman, 1932 yilinda Jerry Siegel and Joe Shuster tarafindan yaratilan Superman‘dir. Super kahramanlarin buyuk bir yuzdesinin Amerikan pasaportu tasimasi, tasimayanlarin ise ikamet adreslerinin Amerika olmasi, tam anlamiyla bir Hollywood etkisi. Amerika’nin sahip oldugu nufus, sinema sektorunu elinde tutmasi, tuketime adanmis omurler ve pazarlamanin Mekkesi olmasinda bizim aklimiza super kahramanlari getirmede buyuk bir etken. Tabi ki baska ulkelerde de super kahramanlar bulunmaktadir. Misal Japonya bu konuda Amerika’ya rakip olabilecek sayida super kahramana sahiptir. Ultraman, Kamen Riders, Power Rangers,Sailor Moon, Metal Heroes, Astro Boy vs. Ilginizi cekecekse buradan en unlu 20 Japon super kahraman listesine ulasabilirsiniz.
Amerika’da cizgi roman piyasasinin neredeyse ucte ikisini elinde tutan iki yayin evi bulunmakta. Bunlardan en buyuk paydayi alan Marvel Comics ve onun hemen ensesinde olan DC Comics. Cizgi roman piyasasinda yillik 418 million$ dolar para donuyor. Cizgi roman fuari olan Comic-Con’ a ortalama katilimci sayisi her yil 125.000 civarinda. Daha fazla istatistik icin burasi…
Ve tipki mitolojide bahsettigimiz gibi super kahramanlarin da kendi iclerinde bir mitolojisi bulunmakta. Hatta Marvelin bu konuda Marvel Universe diye bir evreni bile bulunmakta.
Yuzlerce super kahramana sahip Amerika, aslinda hic bir super kahramanini “super” kilmamistir. Hepsinin bir zaafi ya da eksik bir tarafi birakilmistir. Superman’in kriptonite ile guclerinin etkisiz hale gelmesi, Spiderman’in Peter Parker kisiliginin tam bir ezik olmasi, Batman karakteri ile Gotham’i daha yasanilir bir yer haline getiren Bruce Wayne’in milyar dolarlarina ragmen mutsuz bir kisi olmasi ve hatta Odin’nin oglu Asgardianli simsek tanrisi Thor bile cekici olmadan elementlere hukmedemez. Kisacasi aslinda hicbiri super degildir…
Ve bunu bilen ‘zeki’ Amerikan vatandaslarindan bazilari, “lan benim ondan, bundan ne eksigim var. istersem ben de super kahramanin onde gideni olurum.” diyerek kantarin topuzunu kacirmislar. Asagidaki video bu konu hakkinda kisa bir bilgi verecektir size. Daha fazla bilgi icin tam burasi…
Peki Dunya’da bu kadar super kahraman varken bizim ulkemizde durum nedir? Benim aklima ilk gelen soyadimla ayni adi tasiyan Karaoglan. Tabi Karaoglan karakteri super kahraman kategorisine girer mi derseniz, bence girmez ama elimizde (en azindan benim hatirlayabildigim ) baska bir kahraman yok. Sonucta digerlerinin de sadece adi super. Aslinda tarihimiz (belki de bize anlatilan ve tamamiyla efsane olan) kahramanlar ile dolu. Fatih’in fedaisi Kara Murat, Ulubatli Hasan ve Seyit onbasi kahraman Turk dedigimizde sayabilecegimiz ilk isimler. Evet Kara Murat’i cogumuz televizyonda izledik ve evet cok abartiydi. Ama asil sorun abarti olmasi degil, yapilan sunumun belki imkansizliktan, belki de yeteneksizlikten ekrana kotu aktarilisiydi. Diger karakterleri de belki bir kac kez ekranda gorduk ama onlarda Kara Murat’in bedbaht talihini paylastilar. Oysa bizim ulkemizde kahramanlik sifati, daha cok siyasi parti liderlerine, basarilari bir elin parmagini gecmeyen futbolculara, dini liderlere, yeri geldiginde aydinlara ve global hic bir basarilari olmayan muzisyenlere verilir. Her super kahramanin bir logosu olmak zorundadir. Biz de ise bu gorevi yerine biyik getirir. Muhafazakar super kahramanlar ‘badem’ biyik, milliyetci super kahramanlar ‘hilal’ biyik, solcu super kahramanlar ‘ pos’ biyik ve son donem super kahramanlari ise ‘hipster‘ biyigi birakir. Bizde logo biyiktir.
Zaten okumayi sevmeyen bir ulkede yaratilan super kahramanlarin sonu, magazin sayfalarinda medyatik iliskiler ya da huzunlu aile hikayeleri ile kadin programlarinda son bulurdu. Saka bir yana Gunduz Vassaf’in da dedigi gibi ” Kahramana duydugumuz gereksinim, kendi icimizdeki guvensizlikten dogar.” Belki de biz millet olarak o kadar kendimize guvendik ki hic bir super kahramana ihtiyac duymadik. Ya da o kadar cok super kahramana sahiptik ki yenilerini yaratmaya gerek duymadik. Sanirim ben oyumu ikinci secenege kullanacagim. Yaziya Emrah Serbes‘in sahane kitabi Hikayem Paramparca‘dan bir bolum ile son vermek istiyorum. Hicbir zaman super kahramanlara ihtiyacimiz kalmamasi dilegi ile…
” Herkes guzel bir hikayenin kahramani olabilir ama bu, mutlu olacagi anlamina gelmez…”
No comments